Ölüm öğütleyenler vardır.Dünya , hayattan çekilmelerini önerdiğimiz böyleleriyle
doludur.İşte böyle gereksiz insanlarla doludur dünya.Bu fazlalar yüzünden hayat
bozulmuştur.Bunları "sonsuz hayat" sözleriyle kandırıp bu dünyadan ayırmak gerek.
İşte içlerinde vahşi hayvan taşıyan , keyfetmek ve kendini yemekten başka birşey
yapamayan korkunçlar.Onların keyifleri de , bir kendini yemedir.Bu korkunçlar daha
insan bile olamamışlardır.Varsın ölüm vaat etsinler ve kendileri de göçsünler.
İşte ruhu veremliler : Daha doğmadan , ölmeye başlarlar ve yorgunluktan bir tarafa
çekilip kendi kendine özlem çekerler.Onlar ölmeyi istiyorlar.Bizim de onların bu
arzusunu onaylamamız gerekir.Bu ölüleri diriltmekten ve bu canlı tabutları
zedelemekten sakınalım.
Karşılarına bir hasta , bir ihtiyar , bir cenaze çıksa hemen "hayat boştur" derler.Fakat
kendileri ve varlığın yalnız bir yüzünü gören gözleri boştur.
Yoğun bir kedere bürünmüş ve ölüm getirecek küçük rastlantılara inanıp böyle
beklerler ve dişlerini gıcırdatırlar.Yahut şekerlemelerine uzanırlar ve çocuklarıyla alay
ederler : Bir saman çöpü gibi olan hayatlarına asılırlar.Ve bir saman çöpüne asılı
durmakla alay ederler.
Onların hikmeti şudur : "Yaşamak isteyen delidir.İşte biz bu kadar deliyiz ve hayatta en
büyük delilik budur."
"Hayat yalnız acıdır" ; Bazıları böyle derler ve bu yalan değildir.
Öyleyse bu hayatın bitmesine çalışın. Öyleyse yalnız acı olan bu hayatın bitmesine
çalışın.
Erdemleri onların şu öğüdü vermelidir: "Sen kendini öldürmelisin. Sen kendini bu
hayattan çekmelisin."
Ölüm öğütleyenlerden bazıları, "Şehvet günahtır" derler. "bırakın kenara çekilelim ve
çocuk yapmayalım."
Bazıları da: "Doğurmak güçtür," derler. Ve niye doğurmalı? "Bütün doğanlar mutsuz
oluyorlar" Bunlar da ölüm öğütçülerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder